Siyam’ın Ayına Not (N.Ayça Aktaş)

     Gönül hicazdı Sezai Karakoç’un dediği gibi ‘sen geldin ve benim deli köşemde durdun.’      Sen geldin gelen sendin Siyam’ın ayı lâkin biz bizde miydik? Biz kendimiz neyiz bilmezken sen bize geldin…      Nitekim seleften bazı kimseler kendilerini Ramazan ayına kavuşturması için altı ay önce, Ramazan ayı bittikten sonra da beş ay amellerini kabul etmesi için Allah’a dua ederlermiş. Onlar Ramazan’ı bir aya değil bir … Okumaya devam et Siyam’ın Ayına Not (N.Ayça Aktaş)

Hep Gider İnsan (Berat ARSLAN)

Dur durak bilmeyen hayat döngüsünün içerisinde insanoğlu, hep gider bir yerlere. Bazen isteyerek bazen istemsiz. Hayat rüzgarı çoğu zaman planladıklarımızın dışına sürükler bizleri. Nereye gittiğimizi varınca anlarız çoğu kez. Gelmiş olduğumuz nokta da uyanır orasının neresi olduğunu çözmek zorunda kalırız. Her ne kadar hayat rüzgarı insanı istediği yere sürüklemeye çalışsa da insan bu dirence inat hayaller kurmaya devam eder. Çünkü hayaller kurmak insanın yaşama tutunmasındaki … Okumaya devam et Hep Gider İnsan (Berat ARSLAN)

Birazdan Ölmüş Olacağım (Veysel Bilal Arslankara)

Birazdan Ölmüş Olacağım Zamanı durdurma şansı tanısalardı eğer Yelkovanın bacaklarını kırar, akrebi kaç yerinden sokardım kim bilir. Durur muydu zaman o zaman! Ya bu saçlarım dalgalanmayan Ya ruhum koşup zıplamayan, artık. O da durur bekler miydi zamanı Gelseydi,  birlikte gider miydik.. Gitmelerimiz gelir miydi bizimle. Belki hiç gelmedi o Ben ki geldiğinde gitmedim.. Ümit ve korku arasında git gelli, Serum kokusuna bırakmamalı insan; vazgeçmeyi.. O … Okumaya devam et Birazdan Ölmüş Olacağım (Veysel Bilal Arslankara)

Matematikçi (Sevgi Yılmaz)

Matematikçi, fizikçi ve mühendis bir tren yolculuğunda beraberdirler. Yolculuk sırasında göz alabildiğince yemyeşil manzaraları vardır. Derken bir koyun görürler. Sadece bir siyah koyun. Mühendis hemen ‘Buradaki koyunların hepsi siyah’ der. Fizikçi ona cevap verir. Der ki ; ‘Buradaki koyunların en az bir tanesi siyahtır diyebiliriz. Diğerlerini görmedik ki.’ Matematikçi de fizikçiye cevap verir ‘Burada en az bir tane, en az bir tarafı siyah olan koyun … Okumaya devam et Matematikçi (Sevgi Yılmaz)

ANLAMSIZLIK HAPİSANESİ DİPSİZ KUYU BASTİANİ VE BİTMEYEN SORULAR (Salih Baltasar)

Bu yazıya başlık bulmakta ve düşündüğüm başlıklara karar vermekte zorlandığımı itirafetmeliyim. Drogo’nun anlamsız bekleyişleri gibi vakit kaybetmemek için hızlıca yazıp bitirdimderken “Kader Çıkmazı ve Umutsuzluk” veya “Pişmanlıklar” tarzı kelimeler de zihne hücumetmiyor değil. Daha yazının başındayken Bastiani Kalesi’nin karanlık penceresinden uzakboşluklara bakanlar gibi hissetmeye başladık bile. Kitabı bitirip kapağı kapattığımda olay örgüsünü oluşturup kafamda klasik bir analizyaparım diye düşünmüştüm ancak asıl mevzunun olaylar değil kitabın … Okumaya devam et ANLAMSIZLIK HAPİSANESİ DİPSİZ KUYU BASTİANİ VE BİTMEYEN SORULAR (Salih Baltasar)

BİZİMDİR… (Berat ARSLAN)

Çocuklar mallarına çok sahip çıkarlar. Sokakta birisinin bulduğu, kimin diye sorduğu şeyleri gördüklerinde her ne ise “bizim” diye bas bas bağırırlar. Hele de kendi şahsi eşyaları ise bağırması yetmezmiş gibi birde hophop zıplar durur. Evlerinin eşyalarını sonuna kadar sahiplenirler. Gerçi sahiplenme, sahip olma isteği her yaşta insanın vazgeçemediği duygu. Küçükler oyuncaklarına, büyükler arabalarına, mutfak eşyalarına vesaire. Yaşın isterse seksenin üzerinde olsun bitmez bu duygu. Rahmetli … Okumaya devam et BİZİMDİR… (Berat ARSLAN)

AŞK KAPISI (Berat ARSLAN)

“Seher vakti çaldım yârin kapısını amanBaktım yârin kapıları sürmeli amanBoş bulmadım otağının yapısını amanÇıkageldi bir gözleri sürmeli”                                                Neşet ERTAŞ Orta Anadolu tahıl ambarıdır; buğday, arpa , yulaf… Orta Anadolu her biçilmiş ürüne özel çorba üretim merkezidir; arabaşı, mercimek, ezo gelin… Orta Anadolu demek yeşilin serpiştirildiği kırsalın ise alabildiğine olduğu bozkırlar demektir. Orta Anadolu demek aşk şairleri, tasavvuf ehli büyükler, acının resmini çeken yazarlar demektir. … Okumaya devam et AŞK KAPISI (Berat ARSLAN)

Sessizlik Çok Şey Söyler (Ayşegül Zümra Köprülü)

35 yıllık serüvenin sadece 12 yılı gürültüyle geçmişti. Sadece 12 yılı duyabiliyordum insanları, hayvanları, şiddetle dalgalanan denizin sesini. En çok özlediğim şey ise müziklerdi. Okul sırasında otururken kalemle yaptığım ritmi, mırıldandığım şarkıyı bile daha çok özledim kendini hayatın yoruculuğuna, stresine ve yüküne kaptırmış insanların sesinden. Şimdiyse sadece sessizlik var. 23 yıldır sessizliğin bana anlattıklarını düşünüyorum.12 yaşıma kadar hep şarkıcı olmak istemişimdir. Sınıfta kaç kere Fırtınalar … Okumaya devam et Sessizlik Çok Şey Söyler (Ayşegül Zümra Köprülü)

Diş Kirası (N.Ayça Aktaş)

Hasbihalleşmek ,hemhâl olmak özellikle ıraklaşma (kapanma) sürecinde özlenenlerin başını çekiyor. Misafirperverliğin ince nakışıyla işlenmemiz hasebiyle bizler çalınan bir kapıya ya da çaldığımız bir kapıya hasret düştük…  Ruhumuzun neşvesi mübarek üç aylar kapımızı çalarken bir de bakıyoruz ki Ramazan’ın selamı üzerimize değiyor. İşte tam da bu vakit ,dem bu dem, o selamın gücüyle misafirperverlikte incelik ve zarafetin zirve bulduğu Osmanlı’da bir Ramazan geleneği olan ‘’diş kirası’’ … Okumaya devam et Diş Kirası (N.Ayça Aktaş)

ELHAN-I ŞITA (N.AYÇA AKTAŞ)

Kar… Ne vakit düşünsek İlhan Berk’in deyimiyle bir ceylan su içmeye iniyor gönlümüze. Baharın çekip gitmesi hüznü düşerken sinelere, karlar değiyor gönüllere… Senenin ilk karını gören gözler, gönle düşen sevinç ateşini harlıyor. Hep mi aynı hayret, hep mi aynı telaş, hep mi aynı tepki ‘’Kar yağıyor !!!’’ Çıkalım ve dokunalım… Çıkalım ve oynayalım… Bahar tek bir gecede kefene bürünüyor adeta… Bizler ise “badel mevt”e inananlarız … Okumaya devam et ELHAN-I ŞITA (N.AYÇA AKTAŞ)